Deniyoruz!

Halil Yayıcı
4 min readFeb 14, 2018

--

Merhaba

Uzun yıllardır hep yapmak istediğim en az 10 fikrim oldu. Ne zaman bir fikri hayata geçirmeye niyetlensem bir aksilikle karşılaştım ve henüz bitmiş bir projem yok :)

Cem Yılmaz — CM101MMXI Fundamentals

Fikir çok ancak tüm aşamaları üstlenecek kimse yok. Zaten bir süre sonra onca işin tek başına yapılmayacağını fark edip ekip arkadaşı arayışına giriyorsunuz.

Ekip işi de zordur. Herkes hayat mücadelesinde olduğu için kimse zar atmak istemiyor. Başta onlarca kişiyken bir bakmışsın zamanla erimiş tek başına kalmışsın. (Yine, her zamanki gibi) Hak vermiyor değilim. Adam öğrenci ya da freelance çalışan, en iyi ihtimalle sabit sigortalı bir işte. Ekmeğinin peşinde. Önündeki 2 seçenekten biri tutacağından emin olmadığın bir hayal için zamanını ve emeğini istiyor, diğeri belirli bir miktar para karşılığında zamanını ve emeğini istiyor. Faturalar, yemek, yol ve sigara giderleri dururken boşa(!) zaman harcamak bence de akıllıca değil.

Kemal Sunal — Çöpçüler Kralı

Nereye Kadar?

Eskiden hep devlete sırtını yaslama vardı. Aileler de çocukları için bu yönde beklentiye girdiğinden çocuk alternatifleri düşünmüyor bile. Sabit maaş, sigorta, ikramiye, yılda 2 takım elbise…Güzel de nereye kadar?

16 yıl okudun. 1 yıl askerlik. 30 yıl da çalıştın. 2015 istatistiklerine göre ortalama yaşam süresi 75 yıl. Kısmetse +3 yıl yükselmesi bekleniyormuş. Emekli olana kadar 53 yıl gitti . 53 YIL! Sabah 8 akşam 5… 9 saat mesai. 2 saat yol. 30 yıl boyunca gününün yarısını başkası için harcadın. Sonunda belki bir ev belki bir de orta sınıf araba aldın. Elinde ne kaldı? 3/2'si harcanan, kalanı da risk dolu bir hayat.

Hedef 30 yıllık çalışma dönemini minimuma indirmek için minimum sürede çalışmak. Hayır, olay daha az çalışmak değil, daha az sürede 30 yılda kazanılanı ya da fazlasını elde etmek.

Şimdi o zamanla eriyip giden, günü kurtarmak için gününü riske atmayan arkadaşlara sesleniyorum.

“Aynı seçenekleri bir de bu şekilde değerlendirin.”

Ben de deniyorum. Mesleğime 18 yaşında başladım. 21 yaşında ilk ofisimi kurdum. Dedim ya ekip işi zordur. İlk ofisimden sonra belki 5 belki 6 kez daha ofis açtım, ekip kurdum ve battım :) Ne hikmetse her ofis maksimum 7 ay sürdü ve kapattık. Bu süreci pişme dönemleri olarak değerlendiriyorum. Nasıl ofis açılır? Nasıl hesap tutulur? Nasıl kazık yenir? Nasıl ofis kapatılır? Bir çok kez deneyince tecrübe sahibi oldum.

Bunlarla ilgili en çok göze çarpan bir kaç önerimi aşağıya bırakıyorum.

  1. Kesinlikle görevleri belirginleştirin. Kim? Ne için? Ne kadar süre? Ne yapacak? Sadece meslek ya da hizmetle ilgili değil temizlik, çöpleri atma, faturaları ödeme gibi yapılması gereken tüm görevleri not alın ve dağıtın.
  2. Kesinlikle gelir/giderleri ve payları belirginleştirin. Kim? Ne kadar alacak? Ne kadar harcayacak?
  3. Kesinlikle hesap defteri tutun. Kimseye güzellik yapmanız gerekmiyor. Akşam yemeği ya da bir içki ısmarlayabilirsiniz. Ancak ofis içinde çay bile içilse bunu ortak hesaba gider olarak not alın. Ayıbı yoktur.
  4. Mümkünse hiç borç almayın ve hiç borç vermeyin. Ödenmesi gereken bir fatura ya da kira varsa bunu kendi cebinizden ödemeyin. Bırakın geciksin ve olunca ortaklaşa ödeyin.
  5. Elektrik, su, internet gibi faturaların aboneliklerini şahsen almak yerine ortaklığı kesinleştirdikten sonra firma adına alın. Olmuyorsa bunları eşit şekilde sağlayın.
  6. Aynı anne/babadan olmadığınız sürece kimseye güvenmeyin. Hiç bir şey için hem de. İnsanların nelere dönüşebileceğine inanamazsınız.
  7. Tüm kararları birlikte alın. Hiç bir sorumluluğu tek başına üstlenmeyin.
  8. Profesyonel hizmetlerinizi ortağınızın eşi/dostu diye olması gerekenden daha ucuza sağlamayın. O kişi ortağınızın tanıdığı, sizin değil. Siz ekmeğinizi bu hizmetlerden kazanıyorsanız ayıbı yoktur.
  9. Profesyonel hizmetlerinizi ortağınızın eşi/dostu diye ön ödemesiz sağlamayın, ortağınızı kefil görmeyin. Mümkünse peşin çalışın.
  10. Ortağınızın yaptığı işe ihtiyacınız varsa ücretini ödeyin, iş karşılığı barter olayına girmeyin. Aynı şekilde siz de yaptığınız işin ücretini alın.

Çok Uzadı

Merak etmeyin daha çok anlatacağım. Ancak asıl konuya devam edelim… Deniyoruz dedim ya, 2012 yılından bu yana biriken, irili ufaklı bir çok fikrimi derleyip toparladım. Çoğu süreci kafamda planlayıp, her şeyini düşünüp tasarladığım için gerçekten yaparken sanki başa dönmüş gibi hissediyorum :) O yüzden projeler ya tasarım ya front-end sürecinde takılıp kalıyor. Her yıl domain yenilemekten ciğerim soldu :)

İncir Reçeli

Hiç çekilmiş senaryon var mı?

Var, hepsi.

Gerçekten mi?

Hepsini kafamda çektim, bitti.

Tasarım, Front-End ve Sosyal Medya süreçlerini belirli bir seviyeye getirdikten sonra yazılım ve yönetim için ekipleri devreye alacağım. Bahsettiğim süreçlerde biraz yardım alacağım.

Edindiğim deneyimleri de göz önünde bulundurarak daha dikkatli şekilde ilerliyorum. Tabi yine yanılacağım ama deneyeceğim. Çünkü denemek için henüz vaktim var diye düşünüyorum. 30 yıl çalışmak yerine 29 yıl denemeyi tercih ederim.

Bence Yeter.

Evet. Bu kadar süre sonra artık müşteri işlerinden sıkılmış hatta bıkmış duruma gelmek gayet normal bir durumdur. Çünkü bit-mi-yor. Tam bitti diyorsun bir başkası geliyor.

Hocam. Hocam? Hocam!

Başta her şeyi sana bırakır sonra her noktasında fikrini beyan eder. Sen güncel trendlere uygun iş sunarsın o 15 yıl önceki örneği ister. Bunları biliyorsun işte, liste uzar gider. Devlete sırtımızı dayamadığımız için freelance olarak hayatı devam ettirmek adına bu işleri alıyoruz ve yapıyoruz, maalesef. E bu böyle devam edecekse 30 yıl çalışır en azından emekli parasıyla after yapardık?

İlk Adım Atıldı

Dün projelerimden biri için wireframe çizimlerine başladık. Kurgu çok basitti ama sanırım iş sonu 30 sayfa bir tasarım çıkacak gibi görünüyor :) Olsun. Bu konuyla ilgili adım adım proje süreçlerini de günlük tutacağım.

Bu kez gerçekten deniyoruz!

Belki buraya link bırakırım ya da ilginizi çektiyse takibe alabilirsiniz.

Sağlıcakla.

--

--

Halil Yayıcı
Halil Yayıcı

Responses (1)